2015 yılının temmuz ve ağustos aylarında KU Global Aid üyeleri Hindistan’ın Mumbai kentinde bir sosyal girişimcilik projesi yürüttüler ve bir milyondan fazla nüfusuyla Asya’nın ikinci en büyük gecekondu bölgesi olan Dharavi Slum’da yaşayan halka temiz suya daha rahat ulaşabilmeleri için tasarlanmış bir su filtresi tanıttılar.
Projenin ilk haftasında öğrenciler Dharavi’de pek çok saha gezisi yaptı ve bölge sakinlerinin temiz su problemi ile alakalı daha fazla bilgi edindi. “Design thinking” metodunu kullanarak bir proje modeli oluşturup geliştirdiler. İlerleyen haftalarda bir yandan saha gezilerine devam ederken bir yandan da Dharavi’deki “Royal City School”da yedi sekiz yaşlarındaki çocuklara hijyen ve sanitasyon hakkında eğitimler verdiler. Tata Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sundara ve Reality Gives ise projenin ortakları olarak öğrencilere destek verdi. Öğrenciler şahit oldukları hikayelerin zıtlıklarla dolu olduğunu; siyah ile beyazın, bolluk ile yokluğun hikayeleri olduğunu söylediler ve birer “yabancı” olmayı deneyimlediler. Ayrıca kast sisteminin gerçekleriyle de yüzleştiler ve zengin ile fakir arasındaki uçurumu, Dharavi, Colaba ve Bandra gibi bölgeler arasındaki farkı gözlemleme şansı yakaladılar. Projeye ilişkin en değerli deneyimlerinin ise Mumbai’de o kadar zor şartlar altında doğmuş olmalarına rağmen hala içtenlikle gülümseme kabiliyetine sahip çocuklarla iletişim olduğunu söylüyorlar.
Bu seneki projenin ana amacı ise Bosna Hersek’te proje ortakları tarafından tespit edilecek yoksul hanelerin üretikleri ürünlerin Saraybosna’da 10 Haziran-10 Eylül tarihleri arasında 3 ay boyunca açık olacak bir standta satılmasını sağlamaktır. Bu projeyle yoksul ailelerin ürünleri, Türkiye’den ve dünyanın başka yerlerinden gelen birçok turistle buluşabilecektir.
Gelen turistler mağazadan aldıkları bir nakış, bir reçel ya da bir el işi ile hem yoksul ailelere yardım edebilecekler hem de Bosna Hersek gezilerinden somut ve anlamlı bir hatırayla dönebileceklerdir.
Açılacak olan standa dikkat çekebilmek ve lansmanını yapmak için 7 Haziran gecesi saat 17:00’da Saraybosna Yunus Emre Kültür Merkezi’nde tanıtım gecesi düzenlenecektir.
Başarılı Bosna ve Tunus projelerinden sonra, bu sene KU GlobalAid Türkiye’nin doğusuna, Erzincan’a uzanıyor. Erzincan Projesi, yerel bir Kadın Girişimciler Komitesi’yle yapacağı iş birliğiyle finansal olarak dezavantajlı kadın girişimcileri tespit etmekle başlıyor. Bundan sonra, KU GlobalAid bu girişimcileri finansal olarak destekleyecek, ayrıca onlara işlerini geliştirmek konusunda eğitim verecek.
KU GlobalAid Erzincan Projesi’nde iş yönetimi, ekonomik büyüme, risk kontrolü ve kadının önemi gibi konulardaki eğitimlerle projenin parçası olan kadın girişimcileri destekleyecek. Bu eğitimler kadın girişimcilere projelerini geliştirme ve devamlılığını sağlama konusunda gerekli becerileri vermeyi hedefleyecek.
KU GlobalAid ekibi proje sonrasında İstanbul’a dönünce, insanlara Erzincan’da tanıştığı her kadının hikayesini ve projenin başarısını anlatacak. Bu da bireyin değişim ve toplumdaki diğer insanlara yardım etme konularında nasıl etkili olabileceği konusunda bir örnek olacak.
Biz KUGlobalAid ekibi olarak Tunus’un Umnum Bişne köyündeki su şebekesi sisteminin geliştirilmesinde katkı sağladık. Bu köy Cezayir sınırında başkentten 400 km uzakta. Köy dağ eteğine kurulduğu için insanların suya ulaşması özellikle kış aylarında çok zor . Biz bu projemizle onların suya daha kolay ulaşmalarını sağladık. Bunun dışında UNDP Tunus ile onların devrim sürecinde ne yaptıklarını ve şu anda demokrasinin sağlamlaştırılması adına neler yaptıkları üzerine konuştuk, daha sonra Ennahdha partisi ile görüştük. Bu parti Tunus geçici hükümetinin bir parçası ve anayasa yapım sürecinde icra makamı pozisyonunda. Orada politika bürosu sorumlusu ve anayasa komisyonu başkanı olan kişi ile devrim sonrası Tunus’da neler yaptıkları ve ülkeyi nasıl geliştirebileceklerini konuştuk daha sonra anayasa taslağı çalışmalarının yapıldığı bir toplantıya katıldık. Bu toplantıda öğrencilerde süreç hakkında bilgilerini ve görüşlerini paylaştılar. Ayrıca bir kermes düzenleyerek oradan elde ettiğimiz geliri projemize kaynak olarak aktardık.Son gün Türk Büyükelçiliği’ne gittik ve onlarla projemizi nasıl sürdürülebilir bir hale sokarız onun üzerine tartıştık ve güzel bir şekilde ayrıldık.
Bosna’nın doğusunda bulunan ve nispeten daha izole bir bölgede bulunan Srebrenitsa’nın savaş öncesinde %75’i Müslüman Boşnak olmak üzere 24 bin civarı nüfusu bulunmaktaydı. BM’nin “Korunaklı Bölge” olarak ilan ettiği altı bölgeden (Saraybosna, Bihaç, Gorajde, Zepa, Srebrinitsa, Tuzla) biri olan Srebrenitsa’nın bu özelliğinden dolayı komşu bölgelerden de bölgeye mülteci akını yaşanmış ve katliam öncesinde 45 bine yakın bir nüfus Srebrenitsa’da toplanmıştı.
1991 yılında başlayan Yugoslavya İç Savaşı (Bosna Savaşı ve Hırvatistan Savaşı)’nın sonlanmasına kısa bir süre kala, Srpska Cumhuriyeti Ordusu tarafından gerçekleştirilen Krivaya ’95 Harekâtı sırasında bölgede Hollandalı BM Barış Gücü askerlerinin bulunmasına rağmen, Temmuz 1995’te Srebrenitsa’da yaklaşık 8,300 Boşnak katledilmiştir. Birleşmiş Milletler’in güvenli bölge ilanı, II. Dünya Savaşı’ndan beri Avrupa’da gerçekleştirilen en büyük insan kıyımının ve yine Avrupa’da hukuksal olarak tanınmış ilk soykırımın Srebrenitsa’da gerçekleşmesini engelleyememiştir.
Gündemde olduğu dönemden beri yeterli dikkat ve yardımı göremeyen bu bölge hala yardıma muhtaçtır. Bölge halkı o günden beri işsizlik ve kapanan fabrikaların yol açtığı büyük ekonomik sorunlarla mücadele etmekte. Bugün bölgedeki yoksulluk oranı %46.
Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında OIP ve International Forum of Solidarity-Emmaus işbirliğinde hayata geçirilen projede, bu sene Bosna-Hersek seçilmiştir. İki hafta süren programda akademisyenler ve öğrencilerden oluşacak katılımcılar lokal misafirhanelerde kaldı ve yolculuk rotası boyunca mağdur aileleri ziyaret ederek onlara erzak, giyecek ve temel ihtiyaçlarının karşılanmasında yardımda buldular. Ayrıca, Doboy’daki rehabilitasyon merkezinde hastaların tedavisine yardımda bulunup üretim faaliyetlerine katıldılar.